Sancaktepe Tarihi
Sancaktepe, ilk çağlardan itibaren mesire alanları ve yazlık saraylarıyla ön plana çıkmıştır. Bölgedeki en eski yapı, Bizans İmparatorları I. Tiberius Konstantinos (578-582) ve Mavrikios (582-602) döneminde inşa edilen Damatris Yazlık Sarayı’dır. Damatris Sarayı, adını tarım tanrıçası Demeter’den almıştır. Bugün bu sarayın kalıntıları Samandıra sınırları içinde yer almaktadır.
Türkler, bölgeye ilk defa VII. yüzyılın başlarında, Avar Türkleri’nin İstanbul’u kuşatması sırasında gelmiştir. IX. yüzyıldan itibaren ise Bizans topraklarında Türklerin yoğun olarak görülmeye başlamasıyla Üsküdar’a kadar ilerlemişlerdir. Ancak, bölgede kalıcı yerleşim Osmanlı Beyliği’nin ortaya çıkışından sonra gerçekleşmiştir. Bugünkü Sancaktepe bölgesi, 1328 yılında Orhan Gazi’nin Samandıra’yı fethetmesiyle Türklerin eline geçmiştir. Sancaktepe’yi oluşturan iki ana unsur, Samandıra ve Sarıgazi’dir.
Samandıra, köklü bir yerleşim yeridir. Sarıgazi Köyü’nün ise İstanbul’un fethinden sonra kurulduğu rivayet edilmektedir. Fethe katılan Sarı Kadı isimli bir kişiye, bu bölge mülk olarak verilmiş ve burada bir yerleşim alanı oluşmuştur.
Cumhuriyet döneminde, 1970'lere kadar Sancaktepe sakin bir dönem geçirmiştir ve sosyokültürel anlamda önemli bir değişiklik olmamıştır. Bu tarihlerden sonra, tarımsal üretimden sanayi üretimine geçişin hızlanmasıyla birlikte kırsal kesimden kentlere doğru yoğun bir göç dalgası başlamıştır.
Göç, özellikle İstanbul ve diğer büyük şehirlere yönelmiştir. Bugünkü Sancaktepe ilçesi, Kocaeli ve İstanbul gibi yoğun göç alan iki büyük şehrin arasında yer aldığı için bu göç hareketlerinden en çok etkilenen yerlerden biri olmuştur. Sanayi faaliyetlerinin gelişmesiyle birlikte bölgeye göç hala artarak devam etmektedir.
Bu sosyal ve ekonomik değişimlerin bir sonucu olarak, 2008 yılında idari bir düzenlemeyle Ümraniye ilçesine bağlı Sarıgazi ve Yenidoğan beldeleri ile Kartal ilçesine bağlı Samandıra beldesi birleştirilerek Sancaktepe adı altında yeni bir ilçe oluşturulmuştur.
Türkiye İstatistik Kurumu 2023 verilerine göre 492.804 nüfusa sahip olan Sancaktepe, İstanbul'un önemli ilçelerinden biri haline gelmiştir. Şanslı coğrafyası, doğal güzellikleri ve zengin tarihi mirası ile cazip bir yerleşim yeri olma özelliğini artırarak devam ettirmektedir.
SAMANDIRA YAZLIK SARAYI (DAMATRİS SARAYI)
Bizans İmparatorları II. Maurikios ve Tiberius (578-602) döneminde Samandıra’da inşa edilen Damatris Sarayı, boyutları ve özellikleri açısından Bizans’tan günümüze ulaşan en önemli yapılardan biri olarak görülmektedir. Sarayın adı, Samandıra’nın tarihteki ilk ismi olan "Demeter"den gelmektedir. Yunan mitolojisinde Demeter, "Tarım ve Bereket Tanrıçası" olarak bilinir ve insanlara tarımı öğreten tanrıça olarak anılır. Saray, yapıldığı dönemde İstanbul dışında inşa edilen en büyük ve önemli eserlerden biri olmuştur. 14. yüzyılın yorgunluğuna rağmen, sarayın kalıntıları tarihe meydan okumaktadır.
Rivayete göre, Samandıra, yabani hayvan çeşitliliği sayesinde Bizans İmparatorlarının avlanma ve dinlenme için tercih ettikleri gözde mekânlardan biridir. Sarayın, dinlenme alanlarına olan ilgileriyle bilinen II. Tiberius ve Maurikios tarafından avlanma ve dinlenme amacıyla yaptırıldığı bilinmektedir. Günümüzde "Damatris Sarayı" olarak adlandırılan bu yapı, aynı zamanda İstanbul’un Anadolu’ya açılan kapısı olarak stratejik bir öneme sahipti. Anadolu seferlerinin güzergâhında yer aldığı için Bizans Ordusu'nun toplanma ve konaklama noktası olarak kullanılmıştır. İmparatorlar, başkente dönmeden önce son gecelerini burada geçirir ve haberciler imparatorun gelişi için gerekli hazırlıkları yaparlardı. Ancak 12. ve 13. yüzyıllarda saray kullanılmaz hale gelmiştir. Bugün haç biçimindeki sarnıç, sütun ve tonozlar gibi kalıntıları görülebilmektedir ve bu yapının aslında çok daha büyük bir alanı kapladığı tahmin edilmektedir.
Taş ve tuğladan yapılan bu yapıda örtüde özellikle tuğla kullanılmıştır. Taşıyıcı birimler, kemerler ve masif duvarlarda kesme taş ile tuğlanın sıralı kullanıldığı almaşık tekniği dikkat çekmektedir. Boyutları ve mimari özellikleri açısından Bizans’tan günümüze ulaşan en değerli eserlerden biridir.
Sancaktepe ilçesinin imar planı sırasında sarayın bulunduğu bölge arkeolojik alan ilan edilmiş ve Anıtlar Kurulu, bu bölgedeki yapılaşmayı engellemek için alanı genişletmiştir. Sancaktepe Belediyesi, yapılacak arkeolojik kazılarla saray hakkında daha fazla bilgi edinmeyi ve restorasyon ile bölgeyi bir açık hava müzesine dönüştürmeyi amaçlamaktadır. Alanın genişletilerek bir yaşam merkezi haline gelmesi ve İstanbul’a kültürel miras açısından değer katması öngörülmektedir.
______________
ABDURRAHMAN GAZİ TÜRBESİ
Abdurrahman Gazi, Osmanlı Devleti'nin kuruluşunda büyük hizmetleri olan bir komutandır ve Aydos Kalesi’nin fethinde önemli rol oynamıştır. Doğum tarihi ve yeri bilinmemektedir. Devlet hizmetine Ertuğrul Gazi zamanında başlamış, Osman Gazi ve oğlu Orhan Gazi dönemlerinde de görev yapmıştır.
Osmanlı Beyliği’nin diğer önde gelen askerleri Akça Koca, Samsa Çavuş ve Konur Alp Akyazı, İznik ve İzmit’le ilgilenirken, Abdurrahman Gazi İstanbul yakınlarındaki Bizans kalelerine akınlar düzenlemiştir. Bursa'nın fethine kadar Bizans sınırında uç beyi olarak görev yapmıştır.
1328 yılında Orhan Gazi, Aydos Kalesi’nin fethini Abdurrahman Gazi ve Konur Alp’e vermiştir. Kalenin istihkâmları güçlü olduğundan, fetih süreci uzun sürmüştür. Tekfurun kızının gördüğü rüya üzerine kaleye girilerek fetih sağlanmıştır ve Orhan Gazi, tekfurun Müslüman olan kızını Abdurrahman Gazi ile evlendirmiştir. Abdurrahman Gazi, daha sonra İznik'e akınlar düzenlemiştir.
______________
ARAP HEKİM CAMİİ
Arap Hekim Cami, Sancaktepe’nin Samandıra beldesinde yer almaktadır. Caminin yapım tarihi hakkında kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte, Osmanlı Dönemi Kanuni Sultan Süleyman dönemine ait Üsküdar şeriye sicillerinde Arap Hekim Cami ve vakfı ile ilgili kayıtlar olduğu belirtilmiştir. 1520-1567 yılları arasında cami ve vakıf ile ilgili 48 belgeye rastlanmıştır.
______________
SARI KADI (SARIGAZİ) MEHMET EFENDİ TÜRBESİ
Sarıgazi köyüne adını veren zatın türbesidir. Kaynaklarda Sarı Kadı’nın İstanbul’un fethine katıldığı ve bölgenin kendisine mülk olarak verildiği belirtilmektedir. Bugünkü Sarıgazi Ticaret Lisesi’nin bahçesinde türbenin yer aldığı varsayılmaktadır.
______________
PAŞAKÖY RUM MAĞARASI
Paşaköy' deki caminin arkasında bulunan bu mağara, Milli Mücadele döneminde Rum çete ve eşkıyalarının saklanması amacıyla kullanılmıştır. Günümüzde hala varlığını korumaktadır.